Ocak 2011 için arşiv

RC üzerine…

Hey.

Görüldüğü üzere bu bir blog. Uzaktan kumanda ile yürütülen ne varsa bununla ilgili paylaşım yapmayı düşünüyorum. Aynı zamanda tek işim gücüm bu olsun da istemiyorum elbette. Aslında bu biraz geç kalınmış bir post oldu.

İlk başta şöyle düşündüm:

Kalkıp RC cihazlar üzerine “şu şöyledir, bu böyledir, böyle böyle” demek anlamsız geldi. Kaldı ki eğer bir kitle takip edecekse, hobilerinden biri buysa zaten bunun ne anlama geldiğini biliyordur. Ancak yine de böyle olmasa bile doğrudan zart diye video paylaşımı yapmak ve “al sana off road höööeee” demek de istemiyorum. 

Ben elimdeki RC leri modifiye ederim. Gerekirse parçalarını değiştiririm, gerekirse yeni parçalar ilave ederim, kasayı söker bahçeme çıkıp güneşli bir günde sprey boyayla boyarım, afilli bir görünüşü olması için tribal stickerlar tasarlarım. Plaka yaparım, yeni ışık tesisatı çekerim. Altına neon döşerim ve sonra arabamı alır, yarıştırırım. Müdavimi çok bulunan bir hobi alanı denemez. İşte bu yüzden bizler gibi tipleri bir araya getirebilirsek dünyayı ele geçirebiliriz. Ben bu sitede bunları anlatacağım, oyuncaklarıma neler yaptığımdan bahsedeceğim, fotoğraflar çekeceğim, küçük küçük videolar hazırlayacağım. 

Bunun dışında neler dönüyor RC dünyasından onu da takip ediyorum bi yandan. Haberiniz olacak.

Şimdi daha iyi anlatabilmişimdir kendimi umarım.

Amin.

4 Yorum

Bir F 150 daha…

 Yine Ford F 150 den gidiyoruz. Kaynak dosya YouTube‘a yüklenmiş. Ancak eklemeliyim; bu görmüş olduğunuz yada göreceğiniz videoda ki araç tam olarak tepeden tırnağa modifiyeliymiş. Yükseklik arttırılmış, su geçirmez sistem yapılmış, süspansiyonlar, tekerler, entegreler vs. komple elden geçmiş. 

Ağıza bir parmak bal çalalım.

$ 2000

, , , , ,

Yorum bırakın

Ford F 150 Off Roader 1:10

stysthdaBu güzellik bendekinin bire bir olanı. Aslında bire bir değil. Benimki geliştirilmiş.  Bu bebek normal şartlarda açık alanda 10 metre civarı kapsarken, benim elimdeki 50-60 metreye kadar benden uzaklaşabiliyor. Bunun nasıl yapıldığını ayrı bir kategori altında toplamayı düşünüyorum. 

Aynı zamanda görsellik ve performansı bir götürmeye çalışıyorum olabildiğince. Body kit için çeşitli oynamalar da mevcut. Örneğin arabanın kasası sert plastik ve neredeyse mekaniği ile aynı ağırlıkta. Dolayısıyla arabanın iç kablo görüntü kirliliğinden kurtulmak için yapmış oldukları iç mekanı söküp, dış camları içerden siyah film ile kapladım. Böylece gereksiz bir ağırlıktan kurtuldum. Pil ömrünü uzatmak için aydınlatma tesisatını da çıkardım. Gerçi yine bağlayacağım. Başka bir şey yapmayı düşünüyorum.

, , , , , ,

2 Yorum

RC ile ilk tanışma…

     İlk kez, sünnetimde bana kablolu off road car getirmişlerdi. Dört yaşındaydım. Çok hoşuma gitmişti. Tek sorun pil bitiyordu ve gidip bakkaldan kafama göre pil alamıyordum. İdareli kullanıyordum. Aynı dönemlerde biten pilleri ısırmak, kalorifer üstünde biraz ısıtmak, birbirine vurdurmak gibi yöntemlerle pil ömrünü uzatmayı da farketmiştim. Ancak yine de yetmiyordu. Ayrıca radyo kontrollü arabaları gördükten sonra açıkçası keyfimde kaçmıştı. Piller olmadan oynamaya başladım bende. Sonra büyük araba kapıştırmalarıma dahil ettim. Sehpadan, sofadan arabayı atar buldum kendimi. Sonra baktım ki ön tekerler birbirlerine bakıyor, pil taktığım halde çalışmıyor. Attım gitti. Küçücük bir şeydi benimkisi zaten.

    Altı ya da yedi yaşlarımda Çelik adında bir arkadaşım vardı. Sokakta taşla sopayla oynarken bu herif zart diye inerdi elinde arabasıyla. Kırmızı bir Lamborghini Countach’ı vardı. Bu cihaz çıktığı anda hepimiz mevcut oyunumuzu bırakıp bize de belki bir tur verir umuduyla hepimiz çocuğun arkasına dizilirdik. Sonra ufak ufak başlardık “bi tur versene lan”, “ya oğlum sen hep oynarsın” gibi yalvarmaya. Verirdi sağolsun, ama pilleri bitirdikten sonra bize bırakırdı. Sonra pilleri bitti diye elimizden kumandayı kapıp, arabasını alır evine geri götürürdü.  Ya mahallenin zengin bebesiydi ya da  “Alamancı Dayı’sı” getirirdi. Oyunumuza da kaldığımız yerden devam falan edemezdik. Psikolojimizi bozmuştu bir kere. Muhabbet onun üzerine dönmeye başlardı. Bir bakardım ki herkesin birbirinden hızlı arabaları varmış, hepsi de sürat anında virajı alamayıp duvara girmesi sonucu kırılmış. Sonra bir bakardım ki benim de öyle bir arabam varmış ve ekstra turbosunu açtığım zaman benimki de kontrolden çıkıp duvara toslamış ve parçalanmış.

Bu ve buna benzer çok örnek yaşadım. 

Yorum bırakın

bir bakalım…

Merhabalar efendim. İlk postum. İtiraf edeyim bu tür davaları çözmekte geç kalmış olabilirim. 

Bunu aslında deneme olarak yazıyorum. Bir nevi işleyişi kavramak diyelim. Bir yandan “preview” yapıyorum. Neyin nerede olduğunu öğrenmek için. Prospektüs milleti değiliz tabii. Yapıp bozarak öğreniyoruz. Haydi bakalım, iyi düşüneyim, iyi başlamış olayım. En olmadı kendimi kandırayım.

Yorum bırakın